- Rachel, Manhattan’da bir doktorun yanında resepsiyonist olarak çalışmaktadır. Her gün genellikle hastalıklarına bağlı olarak kötü bir gün geçirmekte olan New Yorkluları içten bir gülümsemeyle karşılamaktadır. Onu gören herkes gerçekten merak etmektedir; insan diğer insanların olumsuz hallerinden etkilenmeden böyle bir işi nasıl severek yapar? Tabii ki bir çok sebep söylenebilir ancak en önemlisi Rachel’in kartvizitinde yazılmasını istediği ünvan: “Director of First Impressions” (İlk İzlenimler Direktörü). O yaptığı işin çalıştığı kuruma ne kadar değer kattığının farkındadır ve bu işi kesinlikle sevdiği için yapmaktadır.
Bu satırlar Jenn Lim’in 2021 yılında, yazdığı BEYOND HAPPINESS isimli kitabından… Pandemi döneminde iş hayatında mutlulukla ilgili, Türkçeye Mutluluğun Ötesinde ya da Arkasında şeklinde çevirebileceğimiz bir kitabın yazılmış olması dikkatimi çekti. Jenn Lim , Amazon üzerinden dijital olarak aldığım kitabında çalışma ve hayat yolculuğunda kendimizi anlamanın önemini vurguluyor. Kim olduğumuzu anlamak için nasıl özümüze odaklanırız ve her gün yaptığımız işten hareketle, anlamlı (amacı olan) bir hayatı nasıl yaşarız konularını inceliyor. Lim’e göre bütün sorun her gün gittiğimiz işimizde, yakın çevremizdeki insanlarla olan iletişimimizde ve en önemlisi kendi içimizde sevgiyi bulmak, geliştirmek, büyütmektir. Eğer istersek, hepimiz, çalıştığımız şirketin büyüklüğüne, müdür ya da resepsiyonist olmamıza bakmaksızın, iş hayatımızda “lider” olabiliriz diyor.
Aslında sağlıklı şirketler doğal olarak şirket kültürünü ve amaçlarını önceliklendirirler. Şirketlerin belirledikleri bu amaçlara ulaşabilmeleri ancak çalışanların katkılarıyla mümkündür. Bu amaca ulaşmak için çalışanlar öncelikle kendi kişisel amaçlarını bilmelidirler ki her gün çalışmaya gittikleri şirketin amaçlarıyla uyumlu hale getirebilsinler. Şirketlerin sürdürülebilir başarıları ancak çalışan kişilerin kişisel amaçlarıyla şirketin amaçlarının uyumlanmasıyla başlar.
Bu uyumu ben de gerçekten çok önemli görüyorum. Çalıştığınız kurumla bütünleşmek, ismini çevrenizle paylaştığınızda bir şekilde onaylandığınızı anlamak kendinizi iyi hissettirir, bağlılığınızı artırır. Tersi bir durumda ise; kurumun öne çıkan değerleri sizin değerlerinizle örtüşmüyorsa, sizi tanıyan biri o kurumda nasıl çalıştığınızı, siz “mutluyum” mesajı verseniz bile bu beraberliğin çok uzun sürmeyeceğini düşünür. Uzun çalışma hayatım boyunca yaptığım tercihlerde önem verdiğim kriterlerden biri çalıştığım kurumla amaç ve değerlerin uyumlu olmasıydı.
Çalışma hayatında mutluluğa giden yolda dikkat edilmesi gereken diğer önemli bir nokta da “yükseliş ve iniş” lerin şirket ve çalışan arasındaki uyumudur. Şirketlerin doğal olarak yükselişleri ve düşüşleri (ups and downs) olduğu gibi çalışanların da iyi ya da kötü zamanları, güneşli ve gölgeli günleri, kuvvetli yönler kadar karanlık noktaları vardır ve bunu her iki tarafın da kabul etmesi gerekir. Çalışanların da bir lider olarak şirkette çalıştıkları kadar kendi üzerlerinde de çalışarak bu yönlerinin farkında olmaları gerekir. Bütün bunlar uyumlu hale geldiğinde olumlu atmosferin, suya atılan taşın yaratttığı dalgalar gibi, önce kendimizden başlayarak ekibimize, şirketimize, sonra müşterilerimize, iş ortaklarımıza yayıldığını sevinçle görürüz.
Jenn Lim kitabının “Scientific Happiness” (Bilimsel Mutluluk) olarak adlandırdığı bölümünde; mutluluk üzerinde yapılan bir çok araştırma sonunda özellikle, pandemi döneminde mutluluğu artırmak için üç yolun bulunduğunu vurguluyor. Bu yollar Kontrol – Gelişim – Bağlantıda olma (Control – Progress – Connectedness) dır.
Kontrol, hepimizin bildiği gibi çalışanlara yetki verilmesi, güven duyarak güçlendirmek, kendi kararlarını verme konusunda cesaretlendirmek demektir. Çünkü kendi görev ve sorumluluklarını en iyi onlar bilirler. Korona günlerinde de çalışanlar, ne zaman çalışacaklarına ve nerede (evde / ofiste) çalışacaklarına kendileri karar vermeliler. Günümüzde bir çok şirket hibrit çalışma modeli (ev/ofis) uyguluyor ancak kimin ne zaman nerede çalışacağını genellikle yine merkezi yönetim belirliyor.
Gelişim ya da ilerleme olarak çevirebileceğimiz progress ise gerçekleşmesi pek de olası olmayan hedeflere ulaşmak için hala çalışmak yerine daha ulaşılabilir hedefler üzerinde çalışılması olarak ifade edilebilir. Özellikle hedef odaklı çalışan, sürekli talep eden şirketlerde çalışanların tükenmişlik sendromuna girmesi sık görülen bir durumdur. Pandemi döneminde çoğunlukla evden çalışıldığından çalışma ve özel hayat arasındaki çizgi de ortadan kaybolmuştur ve bu durum tükenmişlik sendromu ve benzeri rahatsızlıklara daha çok neden olmaktadır. Eğer hedefe ulaşma yolundaki kilometre taşlarına ulaşılmasını takdir eder, gelişimi / ilerlemeyi ödüllendirirseniz çalışanlar daha bağlı ve verimli olacaklardır. Daha başarılı olduğunu hissetmek daha fazla ve uzun süreli mutluluk getirecektir.
Bağlantıda olmak veya anlamlı ilişkilere sahip olmak da önemli mutluluk kaynaklarındandır. İş yerinde “iş için” çalışmakla arkadaşlar için, arkadaşlarla birlikte çalışmak çok farklıdır. Özellikle pandemi ile birlikte, her şeyde olduğu gibi iş yerinde arkadaşlığı, ilişkileri nasıl geliştireceğimizin de yeniden tanımlanması gerekiyor. Artık eskisi gibi “happy hour” partileri, yılbaşı partileri, toplu yemekler ve benzeri organizasyonlar yok… Bunların yerine uzaktan toplantıların başlangıcında hemen konuya girmek yerine katılanların hatırlarının sorulması, kısa da olsa bir sohbet ortamının yaratılması çok yararlı olacaktır. Aynı şekilde toplantı sonlandırılırken de toplantıyı düzenleyenlere teşekkür edilmesi, kısa bir sohbet ve iyi dileklerde bulunarak toplantıyı pozitif bitirmek önemlidir. Ayrıca, alışılmışın dışında, şirketler, şirket hedeflerinden ayrı olarak, çalışanların kişisel hedeflerinin, amaç ve değerlerin paylaşıldığı bir program başlatmalıdırlar. Çalışanların birbirlerinin kişisel hedeflerini desteklemesi, aralarında açık ve samimi ilişkilerin kurulması bakımından çok iyi sonuçlar verecektir.
Evet, her geçen gün artan ekonomik sorunlar, gittikçe uzayan pandemi koşulları karşısında çalıştığımız iş yerinde daha mutlu olmak için yapılacak bir çok şey var… önce kendimiz için, sonra birlikte çalıştığımız arkadaşlar, sonra da içinde bulunduğumuz toplum için…
Referanslar:
- Beyond Happiness: How authentic leaders prioritize purpose and people for growth and impact, Jenn LIM, 2021
- Fotoğraf; Serdar Çiloğlu, Nisan 2013, Şangay
Sevgili Serdar ,
Bir solukta okuduğum ve gün içerisinde ekip arkadaşlarımla paylaşacağım bir sunum , değerli çalışmaların hayatımızın her alanına dokunuyor . Heyecan ve merak içinde bir sonraki yazını bekliyorum ,en kısa sürede sohbet etmek ayrı bir zevk olacaktır.
Çok teşekkürler…