2020 yılının başından itibaren Çin’de başlayan ve sonra tüm dünyayı kapsayan Covid – 19 salgını ekonomik ve sosyal açıdan bir çok etki yaptı. Bu sürece kimimiz iş sahibi, kimimiz üst düzey yönetici, kimilerimiz farklı kademelerde çalışan olarak, kimimiz de iş ararken yakalandık…
Sonuç olarak Covid – 19 salgını hepimize “her şey mümkündür” ü hissettirdi… tasarruflu, tedbirli olmanın önemini, sahip olduklarımızın kıymetini bir kez daha anladık. Salgın dönemi devletin ve yasaların gücünü de gösterdi. Devlet her türlü ekonomik ve sosyal aktiviteyi yavaşlatma, durdurma kararını aldı ve uygulamayı denetledi. Bu arada toplumsal dayanışmanın ne kadar gerekli olduğunu gördük ve hayata geçirilmesinden mutluluk duyduk.
1978 Yılında İTÜ İşletme Mühendisliği Fakültesi’ ne girdiğimde 1977 Yılında fakülteye girmiş olan arkadaşlarımız yaşanan boykotlar nedeniyle 1 yıllarını kaybetmişlerdi. Bu şartlarda eğitim devam ederken 12 Eylül 1980 darbesini ve onun getirdiği sosyal ve ekonomik ortamı yaşadık.
40 yılı aşan öğrencilik ve çalışma hayatım boyunca;
* 1994 Ekonomik krizi; 5 Nisan kararlarıyla birlikte artan vergiler, azalan gelirler, %70 lere varan kur artışı…
* 2001 Ekonomik krizi ve Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı
* 2003 Irak Savaşı; komşumuzla ihracat ve sınır ticaretinin durması
* 2008 ABD ve AB’ de yoğun hissedilen ekonomik krizi
* 2011 Suriye iç savaşı ve hala devam eden etkileri
* 2016 FETÖ Darbe girişimi dönemini yaşadım… Bölgesel ve sektörel krizleri saymıyorum bile… Bu süreçlerin iş dinamiklerini, kişisel hayatı ve öncelikleri kuvvetli bir biçimde değiştirme etkisi vardı.
Bütün bu krizlerden farklı olarak Covid – 19 la birlikte “ herkes durdu, ben de durdum” duygusunu yaşadık.
Ve şimdi de herkesle birlikte “ yarış başladı, ben ne yapmalıyım?” aşamasına geldik…
Yeni dönemde değişime açık olan ve uyum yetkinliği yüksek olan kurum ve kişiler kazanacak!
Bu konuda bir çok makale, haber yazılıyor, değerlendirmeler yapılıyor. Tam bir mesaj bombardımanı var diyebiliriz. Dönem; “toparlanma ve atak yapma dönemi” dir. Bu aşamada, zorunlulukla başlayan uzaktan çalışma şeklini kalıcı bir iş yapma modeli haline getirmek riskli olabilir. Çok daha fazla ihtiyacınız olan hızlı karar verme ve ilişki yönetimi konularında sorunlar yaşayabilirsiniz. Oysa şimdi aksiyon zamanıdır. İşte 5 maddede yapılacaklar listesi:
- Çalışma arkadaşlarınızla yakınlaşın. Şirketinizin İnsan Kaynakları, özellikle kritik kişiler krizden nasıl etkilendi? Ailelerinde sağlık problemi yaşayanlar oldu mu? Salgın krizi tam olarak geçinceye kadar aile büyüklerini, çocuklarını ve onların olası sorunlarını düşünmeye devam edecektir. İnsan Kaynakları liderliğinde Salgın Dönemi Çalışan Destek Ekibi kurun ve sorunların çözümüne yardımcı olun. Çalışanlarınızın işlerine yeterince odaklanmasını böylece sağlayabilirsiniz.
- Hedeflerinizi gözden geçirin. Kriz öncesi kritik 7 hedef neydi? Bu hedefler, özellikle finansal hedefler, krizden nasıl etkilendi? Gerekli revizeleri yapın ve ekibinizle paylaşın.
- Ticari Ortaklarınızı ziyaret edin. Tedarikçileriniz, müşterileriniz / distribütörleriniz krizden nasıl etkilendi? Risk değerlendirmesi yapın. İhtiyaçlarını iyi anlamaya çalışın ve destek programları geliştirin.
- Ürünlerinize odaklanın. Mevcut ürün / hizmetlerinizi yeni ihtiyaçları dikkate alarak gözden geçirin. Bazen geride kalmış bir fonksiyonu/ faydayı öne çıkarmak büyük başarılar getirebilir. Yeni ürün / hizmet üretmeye odaklanın.
- İletişime önem verin. Kurumsal imajınızı ön plana çıkaracak kampanyalar yapın. Yeni ürün / hizmetlerinizi anlatın. Sahada olun!
Bunları ekibinizle paylaşarak uyguladığınızda, ortaya çıkacak sinerjinin de etkisiyle, iş sonuçlarında fark yarattığınızı göreceksiniz. Hem çalıştığınız kurumu hem de kişisel olarak kendinizi ve ailenizi bu süreçten güçlü olarak çıkarabilirsiniz…